22 Eylül 2009 Salı

O Eski Kırmızı Ford'a Binip Kaçma Denemeleri




Kötü bir nişancı olduğumdan canımı sıktım. Beceremiyorum bu bitmek bilmeyen akşamları uyku adı altında faili meçhul cinayetlere kurban etmeyi. Kırmızı bir fordumuz vardı, küçüktüm. Şimdi kırmızı bir ford yok. Direksiyonun yanında sigara içmeyiniz etiketi vardı, bizimkiler sigara içerdi ve ford itiraz etmiyordu, bu duruma itirazı olan bir ben vardım.

Kötü bir nişancı olduğumdan bu sefer de ıskaladım eğlenceli bir hayatı. Yani tam tutacaktım da eğlenceli mi bilemedim, bıraktım. Senin anlayacağın saçmaladım.. Bu öyle sıradan bir saçmalamak değil, eğil. Bu sefer seni vurdu sıkkınlığım. Yazık. Kimsin ki? Seni hangi kurbanın yanına gömmeliyim. Çoksunuz. Bir, iki...

Kaçta kaldığımı unuttum.

Ford konumuz. Kırmızı bir araba. arabanın içinde aile. Aile? O da ne ki? Dağılan, toparlanan bir şey. Benimki öyle. Seninki? Sen de dağılıp toparlananlardan mısın yoksa hiç toparlanmayanlardan mı? Belki de şanslı azınlık. Hep bir arada kalanlar.

Azınlık: Bu kelimeye hiç takıldın mı?

Ben çok takıldım. Her şeyin azına fena halde meraklıyımdır. Çünkü çok'u çok isterim. Bir şeyin azından olsa da çokunu istesem. Sen mesela, sen biraz azsın ya şimdi, biraz daha, bir kez daha. Bak şimdi sana karşı azınlık oldum. Neden? Çünkü burada çoksun. Bizimkileri arabadan atsak. Eski bir ford, sen ve ben.

Seni tanıdığıma eminim. Beni ortadan kaldırmak için yeterli sebebin var. Silahın? Bir arabaya binecek kadar tahammül edemeyişin bana silahın. Gitmek derken kast ettiğim beraber gitmekti elbet.

Sen ne sandın ki? Bence sen şaşırmışsın. Hayır, kırıl diye söylemedim. Şaşkınlığın da iyi olduğu zamanlar vardır. Seni en sevdiğim zamanlardır onlar, hatırlarsın. Bir mazimiz oldu işte bak! Hatırlayabileceğimiz bir şeyler olduğunu hatırladım. Bir şarkı kadar çoklar hem de, tıpkı istediğin gibi. Tahminen 38 yıl sonra 60'ında hatırlayacağın bir anı oluşumun üstünden ne kadar zaman geçti? Belki de o ford'a binersen benle o gün yanında olabilirim. O şarkıyı sana çaktırmadan koyabilirim teybe (teyp kalırsa elbet o günlerde.).

Yine de sen teklifimi iyi düşün. Annemler bir yere kadar gittiler. Seninkiler de oradayken hazır. Gel, kaçalım. Bir tek kediler fark eder gittiğimizi. Bir tek onlar!

S.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder