23 Eylül 2009 Çarşamba

Vazgeçtim

Ben Sezen Aksu'yu hep çok sevdim. Eleştirdiğim de oldu, göklere de çıkardım; ama hiç bu kadar sevmemiştim sanırım. Düş Bahçeleri'ne yeniden çıktı çıkalı Sezen, her dinleyişimde özellikle ilk CD'yi apayrı seviyorum. Bugünse o albümden olmayan bir başka şahanesi düştü kulaklarıma Sezen'in. O'na Sezen diyenlere hep kıl olmuşumdur oysa.

Bir insanın herkesin adıyla hitap edeceği kadar yakın hissedilmekten daha güzel bir tatmin yaşaması mümkün mü oysa?

Bir söz dolaşıyor ortalıkta. Türk İnsanı türk parası gibidir, içinde Atatürk yoksa sahtedir. Bence saçma olsa da bu sözü uyarladım:

Aşkınızın içinden Sezen Aksu geçmediyse siz de aşkınız da sahtesiniz.

Bilmiyorum, boğazlı kazaklı akşamlardan daha çok üşüten sözlerdir onunkiler. Melodisine kapıldığınızda, bir aşkın, bir hesaplaşmanın ortasına düşmüşsünüzdür.

Bazense bir vazgeçmedir sizi O'nun sözlerinin kucağına bırakan. Bir tatilin sondan bilmemkaçıncı akşamında bir anda sizi buluverir.

Kim bilir kaç kez kimlerin şarkılarıyla aşık oldunuz; ama biliyorum ki her duygunun Sezen şarkılarıyla kesiştiği bir nokta var. Bir röportajında şöyle diyordu Sezen: Bende ölümden korkacak göz var mı?

Ben de ölümden korkmuyorum kendi adıma; ama kimi zamanlar O'nun şarkılarından fena halde korkuyorum.

O'nun dizesiyle bitirmek lazım:

Yok olmak anıdır şimdi!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder